Daha önceki yazımızda etin yani yüksek oranda protein içeren gıdaların Gİ değeri 0’dır demiştik.
Şimdi bu konuyu açalım.
Yüksek yağ içeren besinlere bir göz atalım. Bitkisel ve hayvansal yağlar % 98’i yağ olan besinlerdir. Bir de margarinler vardır ki; onları besinden saymıyorum…
Bir de içeriğinde gizli yağ bulunan besinler vardır. Bunlar aynı zamanda yüksek miktarda protein de bulundururlar. Etler (tavuk eti, balıketi, dana eti, koyun eti, deniz ürünleri eti sakatat etleri vb.) yumurta, süt, yoğurt, peynir, sucuk, sosis, astırma vb. böyle besinlerdir.
Dr. Robert Atkins yüksek yağ yüksek protein (yukardaki besinlerden oluşan) daha çabuk ve daha tok zayıflatan bir diyet bulmuştur. Bu diyet Dr. Atkins ismi ile anılır. Diyette günde 30-70 gr karbonhidratlı (nişastalı) besinlere izin verilmektedir.
Bu tür bir diyetin yararlarını ve de zararlarını irdelersek;
1. Vücudun birincil ihtiyacı enerjidir. Enerjiyi karbonhidratlı besinlerden (sebzeler ekmek (tahıllar) kurubaklagiller ve meyveler) karşılamayı sever. Eğer yeterince karbonhidratlı besin alınmaz ise enerji ihtiyacını bulduğu her besinden karşılar. Hatta vücut yağlarından da… Fakat proteinler enerji için kullanıldığında proteinler asıl görevleri olan yapım ve onarım için kullanılamaz. Vücutta günde binlerce hücre ölmek te yerine yenisi yapılmaktadır. Çok fazla protein alındığı halde alınan bütün protein enerji için kullanıldığından hiç protein alınmamış gibi olur. Bağışıklık sisteminde yeni hücreler yapımında aksaklıklar oluşmaya başlar. Aynı zamanda enerji ihtiyacı için vücut yağ dokularını hızla yıkar. Bu yıkımdan dolayı kan asitliği artar. Bu durum hangi diyetle olursa olsun, hızlı kilo vermelerde olur. Kan asiditesinin düzeltilmesi görevi böbreklerindir. Bazen bu asidite o kadar çoktur ki böbreklerin kapasitesini aşar. Böbreklerin gücü yetmeyince kanda asit köklü iyonlar kalır. Bu oldukça tehlikeli bir durumdur. Bol su içip yeterince nişastalı besin yendiğinde düzelir.
2. Bazı çalışmalarda hayvansal ürünlerde bulunan doymuş (katı) yağların yüksek oranda tüketiminin insülin direnci ve Tip2 (yaşlılık şeker hastalığı) riskini artırdığı bulunmuştur.
3. 40.000 den fazla katılımcıyla yapılan ve Amerikan klinik beslenme dergisinde yayımlanan bir çalışmada yüksek hayvansal protein (hayvansal gıda) ve yağ tüketimini öneren ve düşük karbonhidratlı diyetin erkeklerde Tip 2 diyabet (şeker hastalığı) riskiyle doğrudan bağlantılı olduğu bulunmuştur.
4. Hem yüksek protein, hem de Gİ düşük karbonhidratlı gıdalardan oluşan diyetlerin yüksek karbonhidratlı diyetlere nazaran daha fazla vücut yağı kaybına neden olduğu gösterilmiştir.
5. 2012 yılında yayınlanan bir çalışmada düşük karbonhidrat ve yüksek protein tüketiminin kalp damar hastalığı oranında önemli bir artışla bağlantılı olduğu gösterildi.
6. Yağ içeriği bakımından zengin diyetler ileri düzeyde koroner arter hastalığı ya da gut hastalığı bulunan kişiler için zararlı olabilir.
7. Karbonhidrat alımı kısıtlanırken lif alımı da azalır. Yetersiz lif alımı kabızlığa neden olabilir. Divertikül (bir çeşit bağırsak hastalığı) ve bazı kanser türlerinin ortaya çıkma riskini artırabilir.
8. Yüksek protein diyetleri daha yüksek böbrek taşı riskiyle de bağlantılı bulunmuştur ve zaman içinde osteoporoza (kısaca kemik dokusu kaybı diyebiliriz) yol açabilen kalsiyum kaybıyla da bağlantılı olabilir.
9. Bazı besinler alınmadığı için beslenme yetersizliğine sebep olabilir.
10. Amerikan Kalp Derneği yüksek yağ tüketimini teşvik eden meyve ve sebze çeşitlerinin tüketimini azaltan her türlü diyet planına karşı çıkmaktadır. (Kalp inme ve kanser riskini artırdığı gerekçesiyle…)
Gelecek hafta bu güne kadarki bilgiler ışığında yeterli ve dengeli beslenme ve yeterli ve dengeli beslenme ilkeleri ile hazırlanan zayıflama diyeti nasıl olmalıdır, bu konuya değineceğim.
İyi haftalar dilerim…