– Kan testlerimizi yaptırdık.
– Testlerimize göre kişiye özel diyet planladık.
– Diyet planlar iken insülin hormonu salgısını düzenleyen besinleri kullanmaya dikkat ettik.
– Diyet yaparken kan şekerinin düşmemesine dikkat ettik.
– Şekeri ve şekerli besinleri hayatımızdan çıkardık.
– Sağlıklı zayıflama başladı.
Her şey kuralına uygun, çünkü; hazırlanan menü sosyal hayatımıza ve iş hayatımıza uygun. Kolay uygulanabilir. Çabucak bu kilolardan kurtulmalıyız. Sabırsızız. Her gün tartının üstündeyiz. Hala kilo vermedik diye hayıflanıyoruz. Böyle kilo mu verilirmiş? Bu kadar yavaş olur, bu işi bırakmak en iyisi diye düşünüyoruz. Ama bir yandan da bu kilolardan kurtulmak istiyoruz.
Evet!! Genelde bu sorunlar herkesin başında. Bir an önce kurtulmak.
Oysa ki çalışma hayatımda böyle düşünen insanlara şöyle diyordum. ”Hızlı kilo verirseniz, şişman günlerinizi ararsınız” Çünkü hızlı kilo vermek bakın vücudunuzda ne gibi değişiklikler yaratır.
En iyi ve en dengeli diyetlerle bile hızlı kilo vermek insan sağlığında olumsuzluklar yaratır.
Hızlı kilo vermek hızlı yağ hücresi parçalanması demektir ki; Yağlar parçalandığında ve yakıldığında kana kimyasal olarak son ürünler bırakılır. Bu ürünlere keton cisimcikleri denir. Keton cisimcikleri asit köklü iyonlardır. Asit köklü bu iyonlar kanı asite kaydırır. Daha anlaşılır şekli ise damarlarımızda asite kaymış bir sıvı dolaşmaya başlar. Böbrekler bu iyonları idrar ile atmaya veya alkali iyonlar salarak nötrleştirmeye çalışırlar. Fakat kana bu iyonlar çok hızlı ve fazla geliyor ise yani yağ hücresi hızlıca parçalanıyor ise, böbreklerin kapasiteleri bu iyonları uzaklaştırmaya ya da nötrleştirmeye yetmeyebilir. O zaman aşırı güçsüzlük, ağızda aseton kokusu, idrarda aseton bulgusu olur. Bunu kendimiz bile hissederiz. Bu durumu düzeltmek çok kolaydır. Biraz ekmek yemek, yağların parçalanmasını yavaşlatacağından bu tabloda düzelir. Ayrıca, çok su içmek gerekir. Çok su içmek böbrekleri uyararak bu iyonların hızlıca atılımını sağlar, hem de kanı sulandırarak, asitin etkisini azaltır. Fakat bu tablo aşırı olur ise ketoz koması olur ki bu da hiç istenmeyen bir durumdur. Diğer yandan yağ hücrelerinin aşırı hızlı parçalanması dolayısıyla ile hücre içi elektroliti olan potasyum elektroliti kana bırakılır. Potasyum elektroliti kanda hep aynı ve dengeli miktarda bulunur. Çünkü potasyum elektroliti çizgili iskelet kaslarının çalışması için çok önemlidir. Kanda çok az miktarda artsa veya azalsa da kas çalışmasında önemli aksaklıklar olur.
Kalp kası da diğer organlardan farklı olarak çizgili kastır. Potasyum elektrolitinin kanda hafifçe azalması veya artması kalp çalışmasını bozar.
Vücut bunu bildiğinden kanda potasyum elektroliti artınca veya azalınca önlemler alır. Kanda fazla potasyum var ise böbreklerden idrar ile atmaya çalışır. Kanda azaldıysa böbrekler atımı durdurur. Potasyumun atılmasını engellemeye çalışır.
Eğer kanda potasyum arttığı zaman böbrekler bu fazlalığı atmaya yetmez ise o zaman çok büyük tehlike var demektir. Çünkü kalp kasının fazla potasyum nedeniyle çalışması bozulur ki bazen kalp durması da olabilir. Yani kalp kası çalışamaz hale gelebilir. Bu da yaşam için çok tehlikelidir.
Oysa ki yağ hücresinin parçalanması normal hızda olsa, yani vücudun olumsuzlukları düzeltebileceği hızda olması bu tür sorunlara yol açmayacaktır.
Sizlere hızlı zayıflamanın yol açacağı en önemli sorunlardan söz etmeye çalıştım. Buna benzer daha birçok sağlık sorunu olmaktadır.
O halde haftada 1 kg vermek bu tür sorunların hiç birine yol açmayacaktır. En uygun kilo verme hızı haftada 1 kg dır.